ASHABI kiramdan Hz. Ubabe bin Samit (ra)'ın oğlu Velid anlatıyor:
Babam Rasulullah'ın (sav) arkadaşlarındandı. Babamın hastalığı sırasında yanına girmiştim. Vefat etmek üzere olduğunu tahmin ediyordum.
-Babacığım! dedim.
-Bana vasiyetini bildir. Ne söylemek istersen söyle. Babam:
-Beni oturtun, dedi. Biz onu oturttuk. Bunun üzerine şöyle söylemeye başladı:
-Yavrum! Kadere, hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna iman etmedikçe, imanın gerçek tadını alamazsın. Allah'ı da gerektiği şekilde bilemezsin, dedi. Ben:
-Babacığım, kaderin hayrını şerrinden nasıl ayırt edebilirim? diye sordum. Babam:
-Oğlum. şunu kesinlikle bilmelisin. Allah'ın senin hakkında yazmadığı bir şey asla başına gelmez. Allah'ın senin hakkında yazdığı bir şey de mutlaka seni bulur. (Sen tedbirini al. Ama sana rağmen senin gücünün yetmediği şeylerle karşılaşabilirsin.)
-Oğlum. Ben Peygamber Efendimizin (sav) şöyle buyurduğunu kulaklarımla duydum:
-Allah'ın ilk yarattığı şey kalemdir. Sonra Allahü Teala kaleme ‘Yaz' buyurdu. Kalem ‘Neyi yazayım, Ya Rabbi?' deyince de: Kıyamete kadar olacak her şeyin kaderini yaz, buyurdu. Kalem de o andan kıyamete kadar olacak her şeyi yazdı.
-Bak, oÄŸlum!
Bunun böyle olduğuna iman etmeden ölürsen, cehenneme girersin. Çünkü Peygamber Efendimiz (sav):
-İmanın böyle olduğuna iman etmeden ölen kimse benden değildir, buyurdu.