Evet, işte ben de böyle emrolundum!
Bir gün bir adam Hz. Peygamber Efendimize gelerek bazı şeyler istedi. Allah Resulü (sav):
-Yanımda sana vereceğim bir şey yok, git benim adıma satın al, mal geldiğinde öderim, dedi.
Fahri Kâinat Efendimizin (sav) sıkıntıya girmesine gönlü razı olmayan Ömer (ra):
-Ya Rasulullah! Yanında varsa verirsin, yoksa Allah Sen'i gücünün yetmeyeceği şeyle mükellef kılmamıştır. Neden kendini sıkıntıya sokuyorsun, dedi.
Allah Rasulü'nün (sav) Hz. Ömer'in (ra) bu sözünden hoşnut olmadığı mübarek yüzlerinden belli oldu. Bunun üzerine Ensar'dan bir zat (Bu kişinin Hz. Bilal (ra) olduğu söylenir):
-Anam babam sana feda olsun Ya Rasulullah! Ver! Arş'ın sahibi azaltır diye korkma, dedi.
Bu sahabenin sözleri Efendimizin (sav) çok hoşuna gitti. Tebessüm ederek:
-Ben de bununla emrolundum, buyurdular.
Rasulullah (sav) Efendimiz o kadar cömertti ki elinde bir şey olmadığı zaman borç alarak infak ederdi. Eldekini paylaşmak kolay belki. Ya olmayanı bulup buluşturup vermek. Bu ne kadar zor değil mi?
3 Eylül 2009 Tarihli Hürriyet gazetesindeki makale.
‘ Hayatımda böyle yara görmedim '
Hayatımda böyle yara görmedim
Mekke'de Peygamberimizin (sav) ve dostlaları büyük zulüm gördüler. ışkence ve acı öylesine yayıldı ki; Mekke'de nefes alamaz hale geldiler. Gün aşırı şehit veriliyordu. ışte o günlerin en büyük mazlumlarından birisi olan Habbab (ra) hali.
Hz. Ömer dönemi.
Hz. Ömer (ra) hilafeti döneminde ilk Müslümanlardan olan Habbab b.Eret'e (ra) bir gün sorar:
-Allah yolunda çektiğin işkenceleri bize biraz anlatır mısın, ey Habbab?
Bunun üzerine Hz. Habbab (ra):
-Ey Müminlerin Emiri, sırtıma bak, dedi.
Onun sırtına bakan Hz. Ömer (ra):
-Ömrümde böylesine harap edilmiş bir insan sırtı hiç görmemiştim, diyerek hayretini ifade eder.
Bir yandan sırtını gösteren Habbab (ra) bir yandan da şöyle der:
-Mekke'li müşrikler ateş yakarlar ve beni elbisesiz olarak üzerine yatırırlardı. Ateş ancak sırtımdan eriyen yağlarla sönerdi.
Müşrikler ateşte kızdırdıkları taşları Hz. Habbab'ın sırtına yapıştırırlar ve işkencenin şiddetinden etleri dökülürdü. Tüm akıl almaz bu işkencelere katlanır yine de müşriklerin istediği sözleri söylemezdi.
Onlar bütün bunlara rağmen dinlerinden bir gün bile dönmediler.
Bir an bile tereddüt göstermediler.